بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ٧٨

“Şüphesiz benim lânetim hesap ve ceza gününe kadar senin üzerinedir.”

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ٧٩

İblis, “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلْمُنظَرِينَ ٨٠

(80-81) Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.”

– Diyanet İşleri

إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْوَقْتِ ٱلْمَعْلُومِ ٨١

(80-81) Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.”

– Diyanet İşleri

قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ٨٢

(82-83) İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi.

– Diyanet İşleri

إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ ٱلْمُخْلَصِينَ ٨٣

(82-83) İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ فَٱلْحَقُّ وَٱلْحَقَّ أَقُولُ ٨٤

Allah, şöyle dedi: “İşte bu gerçektir. Ben de gerçeği söylüyorum:”

– Diyanet İşleri

لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنْهُمْ أَجْمَعِينَ ٨٥

“Andolsun, cehennemi seninle ve onlardan sana uyanların hepsiyle dolduracağım.”

– Diyanet İşleri

قُلْ مَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَآ أَنَاْ مِنَ ٱلْمُتَكَلِّفِينَ ٨٦

(Ey Muhammed!) De ki: “Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.”

– Diyanet İşleri

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَٰلَمِينَ ٨٧

“Bu Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür.”

– Diyanet İşleri

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُۥ بَعْدَ حِينٍۭ ٨٨

“Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu